Bu sebeplerin neler olduğunu bilmek önemlidir. Çünkü siz de sihirbazlığın sırlarını öğrenmeye başladığınızda, size de bir sürü soru soracaklardır.

Bu sırların niye anlatılmadığını öğrendiğiniz zaman, her şeye rahatlıkla cevap verebilirsiniz.

Çok güzel bir sihirbazlık numarası izlediniz.
Belki Las Vegas'taki bir gösterideki çok ünlü bir sihirbazdan, belki de bir doğum günü partisindeki sihirbazdan.
Numaranın nasıl yapıldığını öğrenmek için yanıp tutuşuyorsunuz.

1- Bilmenize gerek var mı?
2- Sihirbazlar sırlarını anlatır mı?
3- Niye anlatılamaz?

Şimdi bu soruların cevaplarını arayalım.

Bilmenize Gerek Var mı?
Hayır.
Bir sihirbazlık oyununun nasıl yapılıyor olduğunu bilmiyor olmanız belki bir süre için canınızı sıkabilir ama hiç kimse de meraktan ölmemiştir.
Bazı insanlar neler olduğunu anlamamaktan dolayı rahatsızlık duyarlar ve sırf bu yüzden de sihirbazlıktan hoşlanmazlar.

Oysa sihrin özünde esrarengizlik, temelinde de sırlarının iyi saklanması yatar.

Bir oyunun sırrını bir kez öğrendikten sonra -büyük oyun, küçük oyun fark etmez-
geri dönüş yoktur. Artık bir şeyler yıkılmıştır. Bir daha asla ve asla, o numarayı ilk gördüğünüzde duyduğunuz şaşkınlığı yaşayamayacaksınızdır.

İnsanların size söyleyecekleri klasik cümlelerden biri de şudur:
"Canım ne var ki bunda? Bütün istediğim, topu, topu bir numaranın nasıl yapıldığını öğrenmek. Sadece bir numara!"
O kadar da basit değil.

Bu gibi durumlarda benim verdiğim cevap şöyle olur:
"Bir numaranın nasıl yapıldığını öğrenmek mi istiyorsun. O zaman bir kütüphaneye git, bir sihirbazlık kitabı bul ve oradan öğren."

Çoğu insan da sihirbazlık sırlarını öğrenmek istemez.
Hatta bir sürü sihirbaz her sihirbazlık sırrını bilmez. Çünkü dünyada neredeyse her gün yeni bir numara icat edilir ve ayrıca çoğu sihirbaz da çoğu insan gibi şaşırmaktan, şaşırtılmaktan hoşlanır. Bu yüzden de şaşırarak izlediği bir numaranın nasıl yapıldığını bilmek istemez.

Sihirbazlar Sırlarını Anlatır mı?

Anlatmaması gerekir.
Bu sanata özen gösteren, ciddiye alan hiç bir sihirbaz, sırları açığa vurmaz.
Yukarıda da söylediğimiz gibi. Sihrin özünde esrarengizlik, temelinde de sırlarının iyi saklanması yatar.
Sihirbazlığa ilk başladığınız zaman, en zor şey, gerçek bir sihirbaz olarak ciddiye alınmanızdır. Sihirbazlık kulüplerinden birine gider ve oradaki sihirbazlara numaralarını nasıl yaptıklarını sorarsanız bir süre sonra etrafınızda kimsenin kalmadığını fark edersiniz. Sihirbazların oluşturduğu bir topluluğa kabul edilebilmeniz için, bol zamana ve size güven duyulmasına ihtiyacınız vardır.

Niye Anlatılmaz?

Çok basit. Kendinizi bir sihirbazın yerine koyun.
Bir sihirbazlık numarası için en az 2 kg. bazen de 10 kg. baklava parası verdiğinizi düşünün.
Üstüne üstlük, bir de numarayı doğru dürüst yapabilmek için günler, hatta haftalar boyu çalıştığınızı ve numaranıza kendinize ait özellikler kattığınızı; ve nihayet numaranızı seyirci karşısında uygulayabilecek duruma geldiğinizi ve numaranızı başarıyla yaptığınızı... ve birinin gelip size sorduğunu:
"Bu numarayı nasıl yaptın?"

Tabloyu gözünüzde canlandırabildiniz değil mi?
Bu numara için paranızı ve zamanınızı harcadınız, ve biri gelip sizden bunu nasıl yaptığınızı öğrenmek istiyor.

İşte birinci sebep, sihirbazın numarasıyla maddî bir bağlantısının olmasıdır.
Niye hediye etsin ki?
İkincisi; bu numara için saatlerini, hatta günlerini vermiş olmasıdır.
Soru soran meraklı kişi ise bu iş için bir dakikasını bile vermemiştir.
Sihirbaz niye boşboğazlık etsin ki?

Başka Sebep Var mıdır?

Evet, vardır.
Sihirbazlar genellikle IBM (International Brotherhood of Magic) gibi uluslararası sihirbazlar topluluklarına kayıt olurlarken, sırları açıklamayacaklarına dair yemin ederler.
Ayrıca; şahsen benim sır vermemekteki en büyük nedenim, insanların sırrı öğrendiklerinde verdikleri tepkidir.

Yıllar önce sihirbazlığa yeni başladığım günlerdi. Henüz daha bir kaç numara biliyorken, bir kaç arkadaşımla bir davete gitmiştik. (O zamanlar sihirbazlığı kızlarla buluşmak ve onları etkilemek için kullanırdım.)
Numaram biter bitmez numaraların sırrını öğrenmek için uğraşan arkadaşlarımın soruları ile bunalırdım.
Dayanamayıp işin sırını anlattıktan sonraki zamanki tepkileri ise nasıldı tahmin edersiniz?
Hayretler içinde kalmış gibi mi?
Çok eğlenceli bir şey öğrenmiş gibi mi?
Bilgilendiklerinden ötürü minnettar gibi mi?

Boşuna düşünmeyin, söyleyeyim:
Öfkeli!
Evet, öfkeli!
Peki ama niye?
Bunun nedenini keşfetmem epey zamanımı aldı.
Öfkeleniyorlardı, çünkü öğrendikleri sır çok basit geliyordu.
Evet, anladığınız gibi!
Sihirbazlığın sırları aslında çok basittir.
Bunu şöyle açıklarsam belki daha anlaşılır olur.

Şu anda okuduğunuz bu sayfaya bakın.
Kelimeler önünüzde. Öyle değil mi?
Şimdi burnunuzu sayfaya dayayın (ya da ekrana).

Hiç bir şey okuyamıyorsunuz değil mi?
Oysa tüm sayfa ve tüm kelimeler orada.

İşte sihir böyle bir şeydir. Sırlar o denli basittir ki kimse göremez, anlayamaz.
Oysa bir adım geri giderseniz, her şeyi gözünüzün önüne serilir.

Davetlerde oyun sırrını açıkladığım arkadaşlarımın bana öfke duymasının sebebi işte buydu.
Onları hayrete düşüren, şaşkınlıkla izledikleri şeyin sırrı, aslında çok basitti.
Böylece "sırrını söyle" baskısına karşı direnmem gerektiğini, bir kez daha öğrenmiş oldum.

Sihirbazların sırlarını neden anlatmadığını öğrenmiş oldunuz.
Peki ama üzerinizde büyük bir baskı varken buna nasıl dayanırsınız?

Size bu konuda soru sorulduğunda aşağıdaki cevapları vermeyi deneyin:

SORU:Nasıl yaptınız?
CEVAP:Teşekkür ederim, çok naziksiniz.

Ya da;

SORU:Nasıl yaptınız?
CEVAP:Size açıklanan bir sırrı saklamayı becerebilir misiniz?
SORU: Evet, tabi!
CEVAP: Ben de!